Gezegenimiz...

Sayın Fethullah Gülen;

Bu mektubu nasıl yazmam gerektiğini bilemiyorum, ama yazmak zorunda olduğumu hissediyorum. Eşim ve ben Dinlerarası Diyalog Enstitüsü’nün davetlisi olarak Aralık 2004’te Türkiye’ye gittik. Bu seyahat hayatımı ebediyen değiştirdi. Bu değişimin sebebini izah etmek istiyorum. Türkiye çok güzel bir ülke, tarihî ve aynı zamanda cezbeden bir yer. Bu ülkeyi kuşatan denizler adeta parıldayan elmaslar gibi. Değişik yerlerdeki tarihî kalıntılar insanlık tarihinin devr-i daimlerini ve zamanın ilerleyişini hatırlatıyor bizlere. Yemekler eşsiz; insanlar canayakın ve açık. Bu ülkenin güzelliğiyle adeta şoke olduk. Fakat bu seyahatimizin dışa bakan yönüydü. Seyahatimizin içe bakan yönü ise bambaşkaydı. Günlerimiz zarif bir misafirperverlik, nezaket, cömertlik, mütevazı tavırlar, diğergamlık, hassas yaklaşımlar ve tebessüm tufanı halinde geçti. Birkaç gün sonra tanıştığım her insanın nasıl oluyor da bu kadar nazik, mütevazı ve müstesna olduğunu merak etmeye başladım. Cevap ise yavaş yavaş ortaya çıktı: Fethullah Gülen.


Ruhuma dolan bu insanlar, hiç tanışmadığım ve duymadığım bir insana kendilerini adamışlardı. Adeta bir öğrenci oldum; yetişkinleri, çocukları, mütevelliyi, öğretmenleri, rehberleri gözlemlemeye ve tanımaya çalıştım. Herkes aynı öz varlığa sahipti: Nezaket ve sukûnet. Sizi ve evrensel geçerliliği ve ehemmiyeti olan bu muhteşem insani değerler hareketini daha çok öğrenme kararlılığına sahip olarak geri döndüm. Size gönül vermiş insanlar öğrendikleri mesajı yaşıyorlar ve dünyada bir farklılık meydana getiriyorlar. Ben de kendi hayatım ve bakış açımla bu tarz bir hayatın bir parçası olmak istiyorum. Ben bir Hıristiyan’ım ... daha doğrusu bir din profesörü ve Hıristiyan bir din görevlisiyim. Müslüman olmak gibi bir ihtiyacım yok. Benim yapmak istediğim, Gülen hareketiyle bir olup insanlık için, bütün inançlar, halklar, insanlar için global bir model teşkil edecek bir mevcudiyetin ve hayatın teşvikçisi olmaktır. Bu sözlerle, hizmetleriniz, adanmışlığınız ve bağlılığınızdan dolayı sizleri selamlıyorum. Bu çalışmalarınızın semeresi gezegenimizi sadece iyilik adına dönüştürecek sevgi ve şefkatin kuvvetidir. Gülen’in değerlerini kendi çevreme taşıma gayreti içerisindeyken bunu şeref ve adanmışlık içerisinde yaptığıma itimadım tamdır. Bütün hizmetlerinizden dolayı ve böyle birisi olduğunuz için sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla


Profesör Barbara S. Boyd Sosyal Yardımlar Fakülte Müdürü Din Bilimleri Bölümü Oklahoma Üniversitesi Norman, Oklahoma

Bu mektup zannediyorum pek çoklarımıza bazı gerçekleri açık ve net biçimde anlatmış olacaktır. Fazladan bir şeyler söylemeye gerek yoktur.



Abdullah Aymaz, Zaman, 30.05.2005