Kürsü - M. Fethullah Gülen - Genç Adam

Erbakan’ı hapsetmek

Birkaç ay önceydi. Sayın Fethullah Gülen’i ziyaretimde Samanyolu televizyonunda haberleri seyrederken Sayın Erbakan’ın yine hapis yatmasıyla ilgili haber vardı.


Sayın Gülen birden hüzünlendi; ‘80 yaşında bir mümine neden böyle bir muamele reva görülüyor? Bu hal bana çok dokunuyor.’ dedi. O gün yemekte, daha sonra sohbetimiz esnasında sızlanması devam etti.

Türkiye’ye dönünce Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Kutan’ı parti genel merkezinde ziyaret ettim. Sayın Gülen’in hisleri onu da duygulandırdı. Ben konuyu kendisinden uzun uzadıya dinledim. Meselenin ‘Kayıp Trilyon’ davası diye bilinen kısmı ayrı bir bahis. Partiye devletçe verilen 800 milyar liranın uzayan mahkemeler sebebiyle 12 trilyona çıkması ve bu paranın şimdi ödetilmek istenmesiyle ilgili hukuk davası halen devam ediyor. Sayın Kutan ellerindeki belgelere itibar edilmesi ve üzerlerine peşin hükümle ve hasım duygularla değil, objektif gelinmesi halinde gerçeklerin ortaya çıkacağını ifade ediyor.

Şimdi dün itibarıyla yeni bir gelişme var. Sayın Erbakan, üç ikametgah adresinden biri olarak Altınoluk’u gösterdiği için Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 yıl 4 aylık cezasını çekmek üzere Sayın Erbakan’ın teslim olması yönünde pazartesi günü postayla davetiye göndermiş bulunuyor.

Dün Sayın Kutan’la yeniden görüştüm. Hayli üzgün. Onun ifadelerinden anlıyorum ki, Sayın Erbakan’ın asıl belini büken vefasızlık. Zaten bu konu açılınca gözleri dolu dolu oluyor. ‘Hepsi gençliklerinden beri Sayın Erbakan’ın yanında oldular.’ diyor ve ekliyor: ‘Hükümettekilerin umurlarında bile değil.’ Sayın Kutan’ın sadece Meclis Başkanı Sayın Arınç’tan beklentisi var. Konuyu yeni bir kanunla Meclis’in çözebileceğinden ümitli.

Sayın Erbakan’ın siyasî çizgisi, siyasetteki üslubu eleştiri konusu olabilir. Ancak bugün karşı karşıya olduğumuz konu insanî bir yaklaşımın sergilenebilmesidir. Dilim varmıyor; ama siyasetçiler üstelik de suçları kesinleştiği halde kimleri aklamadı ki? Yargı konusu hâlâ kanayan bir yara değil mi? Mehmet Ali Ağca’nın salıverilmesinin hukuken, vicdanen bir izahını yapabilen var mı?

Erbakan konusunda, Hazine yardımının usulsüz harcanması konusunda kimse ‘göz yumulsun’ diyemez. Milletin parasıdır, yetim hakkı vardır diye düşünürüz. Ancak sırf Sayın Erbakan’a ve partisine duyulan husumetten dolayı, üstelik de hortumculara bile gösterilmeyen bir hassasiyetle üzerlerine gidilmesine de itirazımız olmalı. Hatta bütün siyasilere dönüp ‘ilk taşı hiç günahı olmayan atsın’ da diyebiliriz!..

AK Parti, siyasî çizgi itibarıyla Erbakan’ın ‘Milli Görüş’ çizgisinden ayrı kuruldu ve seçmen teveccühü ile tek başına iktidara geldi. Siyasetteki yanlışların siyaseten bir faturası olmalıdır. Bugün, 80 yaşını aşmış, birkaç ay önce hayat arkadaşını kaybetmiş Sayın Erbakan’a reva görülen muamele vicdanları rahatsız etmektedir. AK Parti yöneticileri bu konuyu bir daha ele almalıdır. Herkes kendisine yakışanı yapar.

Sayın Erdoğan ve arkadaşları bu meselenin çözümünde gecikirlerse, Sayın Cumhurbaşkanı’nın devreye girebileceğini unutmamalılar. Anayasa’nın 104. maddesi cumhurbaşkanına; sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak yetkisini veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı bazen eleştirilecek ölçülerde de olsa bu yetkisini öteden beri kullanıyor. Sayın Erbakan için de kullanabilir. AK Parti yöneticileri için bu daha uygun bir yol sayılabilir mi? Yarın meydanlarda kendilerine yöneltilecek eleştirileri tahmin edebiliyorlar mı?

Ondan da önemlisi, vicdanların rahat etmesi...

 

Add comment


Security code


Refresh

back to top
  • EN SON EKLENENLER
  • EN ÇOK OKUNANLAR
  • SON YORUMLAR

HAKİKAT DAMLALARI

Hakikat Damlaları sultan-ı kainat birdir. herşeyin anahtarı onun yanında, herşeyin dizgini onun elindedir. Hakikat Damlaları

Bediüzzaman

ARAMA

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu