Kürsü - M. Fethullah Gülen - Genç Adam

Cuntacılar

Görünen o ki, ‘Yerli Pravda’ yine karanlık senaryolardan rol kapma çabasında. Dünkü Vakit, “Sezer, cuntacı ile ne görüştü?” diye soruyor. Haklı. Sabıkasında darbecilik bulunan bir eski yazar, Reisicumhur ile ne görüşür ki! Sayın Cumhurbaşkanı’mız, artık Yerköy’ün ağır ceza reisi değil, cumhurun reisidir. Darbecilerle birlikte anılmak sadece Sezer’i değil, devleti de yıpratıyor.


İnsanlar yaşlandıkça olgunlaşır. Heyecanın yerini itidal alır. Nedense bu genel geçer kural, İlhan Selçuk söz konusu olunca tersine dönüyor.

‘İlhan Ağabey’, her geçen gün biraz daha acımasız hale geliyor. Dün “Ayetullah Fethullah Geliyor mu?” diye başlık atmış makalesine. Kendi gazetesinde yayınlanan Doğu Silahçıoğlu’nun yazısına atıfta bulunarak, “Okumadınızsa okuyun, dostlarınıza yakınlarınıza salık verin, bu yazının yayılması için elimizden geleni yapalım, internet sitelerine yansıtalım, yaygınlaşması için çaba gösterelim.” diyor. Karşımızda bir başyazar değil, sanki bir ‘örgüt şefi’ var ve o şef buyurgan bir eda ile emrediyor: “Gülen’in Türkiye’ye gelmesine izin vermeyin.”

Türk adaleti Sayın Gülen hakkında oybirliği ile beraat kararı vermişse, bu Selçuk’u neden rahatsız ediyor? “Ayetullah” makamı, İran’ın dinî anlayışını sembolize eder. Bu açıdan böyle bir isimlendirme, Selçuk’a daha çok yakışıyor. Mazbut bir dinî anlayışı temsil eden Fethullah Gülen ile, yazı hayatını Bektaşi fıkralarıyla sürdüren ‘başyazar’ı karşılaştırdığımızda, sırat-ı müstakim yolunda 40 yıl görev yapmış bir din adamının değil, Bektaşi meşrep köşe yazarının İran’a daha yakın olduğu anlaşılır. Belki de bu yüzden Hasan Cemal uzun süre mesai arkadaşı olan Selçuk için “gerçek bir takiyye ustası” diyor.

Ayrıca Doğu Silahçıoğlu kim ki böyle üst perdeden gammazlama yapabiliyor? Adı, 28 Şubat sürecinde öne çıkanlardan biri değil mi o? Bir ilçemize Atatürk heykeli dikeceğim diye kriz çıkarıp, mutedil Atatürkçüleri bile mahcup eden o değil miydi? Her şey bir yana; Fatih resminin slayt gösterisi ile aksettirildiği yerde “Bu adam Türk’e benziyor mu?” diyen kimdi?..

Bunca toz duman içinde, Şamanizm maskesi altında asıl kimliğini gizleyenler kimdir ve gizli dayanışmalarının amacı nedir?

İnanmak istemiyorum; ama Fethullah Gülen’e karşı bazı çevrelerin yürüttüğü komploların arkasında sanki cibilli bir husumet var. Bu ülkede onca kavga çağrısına rağmen hep aklıselimi tavsiye eden Gülen’e niçin bu kadar büyük bir öfke duyuyor bazı marjinal çevreler? Marjinal diyorum, zira bu zümreler, üç-beş yıldır olmadık işler yaptı; platformlar kurdu, dernekler inşa etti, çeşitli kurum ve kuruluşların çatısı altında toplandı. Ancak onca gürültü ve istismara rağmen halk bunlara yüz vermedi; vermeyecek de. Çünkü bu halkın vicdanına savaş açanlar, ancak ebter bir oluşumun, kemter bir dayanışmanın kıskacı içinde birbirlerini yer bitirir.

28 Şubat’ın “Silahçı” Paşası, “özgürlükçü sağ” ile “halkçı sol”u birleşmeye davet ediyor. Özgürlükçü sağ dediği, sağın asli ruhuna ihanet etmiş şamanistler, halkçı sol dediği de hizipçilik ve mezhepçilik yapan küçük bir zümre. Çünkü bu zihniyet ne sağdan yüz bulabildi ne soldan. Tek dertleri var: “Aman Hocaefendi gelmesin!” Bunu yaparken, Türk adaletinin hakkında beraat kararı verdiği bir insanı, “Cumhuriyet düşmanı” ilan ediyorlar. Mahkemelere baskı yapıyorlar, adaleti etkilemek istiyorlar. Kusura bakmasınlar; ama hayatını bu millete adamış bir düşünce insanını, cuntacı yaftası taşıyan 3-5 kişinin bir anda rejim düşmanı ilan etmesi o kadar kolay değil. Siz birini Cumhuriyet düşmanı ilan ettiğinizde, cumhur da size bazı çetin sorular sorar: “Siz ne zamandan beri cumhurdan biri oldunuz da Cumhuriyet’in koruyucusu rollerine soyundunuz?” Böyle sorular yöneltildiğinde, siz de kızarır; Şişli mezarlığında bulunan teyzenizin kabri başına yığılır kalırsınız.

Hiç kimsenin etnik kimliği beni ilgilendirmiyor; ancak bu kadar anlamsız düşmanlık “acaba husumetin arkasında cibilli öfke mi var?” sorusunu akla getiriyor. Dünya tarihinde, Fethullah Gülen gibi mağdur edilmiş, kıymeti sonradan bilinmiş fikir adamı çoktur. Ne var ki, yazma kudretini gammazlamaktan alan ve hayırla yad edilen bir tanecik cuntacı yazar yoktur. Çünkü onların şer planları önce ma’şeri vicdanda lanetlenir; sonra düşünce tarihinde...

Zaman, 11.05.2006

 

Add comment


Security code


Refresh

back to top
  • EN SON EKLENENLER
  • EN ÇOK OKUNANLAR
  • SON YORUMLAR

HAKİKAT DAMLALARI

Hakikat Damlaları Güzel ahlak, en iyi arkadaştır; Mü’minin amel defterinin nişanesi güzel ahlakıdır. Hakikat Damlaları

Hz. Ali (r.a.)

ARAMA

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu