Fethullah Gülen Hocaefendi'ye karşı 28 Şubat taktiği

Fethullah Gülen Hocaefendi, Herkul.org'ta 24 Ekim'de yayınlanan sohbetinde, bölgenin yıllardır görmezden gelinen gerçeklerine dikkat çekiyor, problemlerin çözümünde bunların ehemmiyetini vurguluyordu.

"Yüzde 95 o toplum, şefkatle, re'fetle, kucaklanmalı. İnsanlığın İftar Tablosu (sas) gibi davranılmalı. Ve mülayemetle hareket etmeliyiz. Mukabele-i bilmisil kaide-i zalimanesiyle hareket etmeliyiz."

Bu teşhis, tespit ve tavsiyelerden rahatsız olan art niyetliler, bölge insanının Hocaefendi'ye duyduğu sevgiyi engellemeye kalkıştılar. Tıpkı "28 Şubat"çıların yaptığı gibi kes-yapıştır yöntemiyle Hocaefendi'nin sözlerini değiştirmeye çalıştılar. Hocaefendi'nin Kürt vatandaşlarımız için söylediği sözlerinin sonuna teröristler için kullandığı cümleleri eklediler.

"Islahını murad buyurmadığın ve onların da ıslah istemediği kimseler varsa Allah'ım onların da altlarını üstlerine getir. Birliklerini boz. Evlerine ateş sal. Feryad-ı figan sal, köklerini kes kurut ve işlerini bitir."

Ancak derin mihraklar bir şeyi unutmuştu. Fethullah Gülen Hocaefendi, Güneydoğu, Kürt sorunu, PKK ve terör üzerine düşüncelerini ilk defa dile getirmiyordu. O, 90'lı yıllardan bu yana Türkiye'nin bu yarasıyla dertleniyor, bölge halkına da zulmeden terör örgütüyle nasıl mücadele etmek gerektiğine dair düşüncelerini her fırsatta dile getiriyordu.

"Hamasi destanlarla böyle kalkıp televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde hepimiz kardeşiz demek kolay yani bu. Şekavet düşüncesini parçalama cihetleri, gayretleri karşısında onlara karşı kaba kuvvetle silahla milahla, elbetteki dağdaki eşkiyaya karşı belki silah kullanmak icap eder. Fakat gönülleri fethetme meselesi çok önemlidir. Ebediyen kazanırız o insanları hiç kimse çocuğunun dağa çıkmasına meydan vermez. Etme evladım, siz tanımıyorsunuz, kime karşı mücadele ettiğinizin farkında değilsiniz derler. Onları size havale ederler."

Hocaefendi'nin Fasıldan Fasıla serisinin 3. kitabında yer verdiği 1995 tarihli makalede de oynanan oyunlara ve ihmallere dikkat çekiyordu.

"Kendi basiret ve firasetsizliğimizi, terörü bütünüyle dış güçlere fatura etmekle kapatmaya çalışmadan vazgeçmeliyiz. Bu konuda tek merkezden senaryolar hazırlanmış olabilir ama, o senaryoları içeride oynayan piyonlar, canlandıran aktörler vardır ve onlar bizim insanımız. Ayrıca bu senaryoların oynanabileceği zemin ve vasıta devlet ve millet olarak yıllar süren ihmalimizle biz hazırladık. Bu açıdan terörü önlemek denirken, bu hususun da göz ardı edilmemesi gerekir."

Fethullah Gülen Hocaefendi, 2007 yılında yayınlanan "bizi birbirimizden koparamazlar" isimli sohbetinde de Kürt kardeşlerimizle birlik beraberlik içinde olmanın kıymetini anlatıyor, kardeşlik köprüsünü tarif ediyordu.

"Sürekli böyle virüs pompalayarak orada böyle yer yer akut hale getiriyorlar onu. Harici müdahale ile orada problem çıkarıyorlar. Biz de oradaki o problemi esas teşkil edecek şeyleri gidererek ortamı hep yumuşak tutmamız, yumuşatmamız lazım. Türkiye'deki insanların birbiriyle kardeşliği adına çok önemli."

Bölge halkı 17 yaşından beri cami kürsülerinden tanıdığı Hocaefendi'yi iyi biliyor. Silah tehdidiyle kendine zulmeden ve inançlarıyla alay edip onu değiştirmeye çalışan terör örgütünü de biliyor.

"İnsan öldürmek, insanı öldürerek bir yere varmak meselesi bu hiçbir Peygamberin defterinde yoktur. Hiçbir Hak Dostu'nun defterinde yoktur. Ne Hz. Adem (as), ne Hz. Nuh (as), ne Hz. Hud (as), ne Hz. Salih (as) ne Efendiler Efendisi Efendimiz (sas), ona gelinceye kadar hiçbiri insanları öldürmek suretiyle bir hedefe ulaşmayı düşünmemiştir."