Gülen, Batı'da bir ses olmalı...

Diyalog ve hoşgörüye destek veren her görüşteki insanımızın ülkemize ve insanlığa yaptığı hizmetin, her türlü takdirin üstünde olduğunu tekraren ifade etti. Bu ziyaret sırasında güzel bir tevafuk da oldu. Dünkü yazımda bahsettiğim “Diyaloğun Meyveleri” programını Samanyolu Televizyonu’nun ABD’deki yayınından birlikte seyrettik. Türkiye’yi ziyaret eden Amerikalı entelektüeller son bölümde Sayın Gülen’le ilgili duygu ve düşüncelerini anlatıyorlardı. Ekrana Henry Boeing geldi ve “Onun için her gün dua ediyorum; çünkü sağlığının çok hassas olduğunu biliyorum. Sayın Gülen’i ilk gördüğümde ondan 10 yaş büyük olsam da kendisine candan, sımsıkı sarılmayı umut ediyorum.” dediği anda Sayın Gülen hıçkırıklara boğuldu ve “Sarıldı, sarıldı” diye ağlamaya başladı.


Sonradan öğrendim ki Türkiye dönüşü Henry Boeing’i ziyaretine getirmişler ve yaşlı adam, Sayın Gülen’i görür görmez kendisini kollarına bırakıvermiş. Kırk yıllık iki dostun yıllar sonra buluşmalarını andıran duygulu sahne oradakileri derinden etkilemiş. Şüphesiz bizler Sayın Gülen’i seviyor ve sayıyoruz. Ama gördüğümüz kadarıyla sanki yeni bir dönem başlıyor. Artık Sayın Gülen’i, Orta Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya, Uzakdoğu’dan Avustralya’ya bütün dünya sevmeye başladı. Bir gün Samanyolu Televizyonu’nda, on yıla varmaz pek çok televizyonda yeni diyalog meyvelerini seyredeceğimize yürekten inanıyorum.


Salı akşamı “Diyaloğun Meyveleri”nde Amerikalıların Sayın Gülen hakkında söylediklerini sizlere de aktarmak isterim: “Fethullah Gülen gibi insanların ön plana çıkıp İslâm ve Müslümanlar adına konuşması, İslâm’ın pozitif yüzünü, güzelliğini göstermesi çok önemli. Böylece başta Batılıların televizyonlarda gördüğü olumsuz tablo, Fethullah Gülen gibi Müslümanların dünyanın her yerinde başardığı muhteşem işler tarafından bertaraf edilebilir.


“Açıkçası ben, bu adamın dünyayı değiştirme kapasitesi olduğuna inanıyorum. Tıpkı Gandhi gibi. Gerçekten de onun hareketinin bizi ve dünyayı değiştireceğine inanıyorum.


“İyi meyve iyi ağaçtan gelir. Bu durumda iyi ağacın kökleri Fethullah Gülen’in felsefesinde ve düşüncelerinde.


“Gülen’in fikirlerini kitaplarının İngilizce çevirisinden okuyunca kendimden geçtim. Çünkü bunlar benim yıllardır değer verdiğim fikirler. Hepimizin insan olduğu.. birbirimize yardım etmiyorsak niye buradayız? Başkalarının düşüncelerine hoşgörüyle yaklaşamıyorsam, onlar bana hoşgörüyle bakamıyorsa hayatın ne anlamı var? Ve bir insanın bu fikirlerinden yola çıkarak okulların açılması, diyaloglar kurulması, bütün bu işler bana umut veriyor, dünyaya umut veriyor.


“Onunki siyasi bir yol değil.. sadece dinî bir yol da değil. Hizipçi olmayan, siyasî olmayan, karşılık beklenmeyen bir fedakârlık yolu... Ayırmak ve tartışmak yerine, köprüler inşa ediyor. “Gülen hareketi genelde Amerikalılara ve özellikle de gençlere İslam’ın terör dini olmadığını ve Müslümanların terörist olmadığını anlatmak için mükemmel bir örnek.


“Bence Gülen, insanlara, hayatlarının sadece kendilerine ait olmadığını, sadece kendileri için yaşayamayacaklarını öğretmiş.


“Sayın Gülen, pek çok insanın hayatlarına dokunduğunuz için size teşekkür ediyorum. “Dünya Fethullah Gülen’i tanımalı. Bence kendini biraz daha ortaya koymalı, tanıtmalı. Bu, onun tevazu ilkelerine aykırı olsa da dünyanın onun fikirlerine ihtiyacı var. Manevi harekette bir dünya lideri olmalı. Ve bu adamı Nobel ödülüne aday göstermeliyiz.


“Onu, özellikle Batı’da bir ses olmaya, Batılılara hitap eden bir ses olmaya davet ediyorum. Onun şarkısını duyan ve sayesinde kendilerini bulan insanlar gerçek birer armağan. Size teşekkür ediyoruz.”



Kaynak: Hüseyin Gülerce, Zaman, 06.05.2005