Peygamber Yolu Uluslararası Sempozyumu

Yeni Ümit ve Hira dergilerinin organize ettiği sempozyum, 60′tan fazla ülkenin ilim adamını bir araya getirirken, açılışa önemli mesajlar damgasını vurdu. 1.200′e yakın davetlinin katıldığı sempozyumda konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ırkçılığı en önemli sorunlardan biri olarak gösterdi ve mezhep çatışmasının önlenmesi için ilim adamlarına çağrıda bulundu.

İslam dünyasının alim yetiştirme düzeneklerini gözden geçirmesini isteyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de “Asıl problem, sünnetin varlığını kabul etmede değil. Resul-i Ekrem’in rehberliğini çağımıza taşımada” dedi. Hindistan Yeni Delhi İslam Merkezi Başkanı 87 yaşındaki Mevlana Vahudiddin Han ise katılımcıları ağlattı: “Türk insanı, sahabenin 7. asırda yaptıklarını bu asırda yapıyor. Hizmetleri gördüm. Ümitle öleceğim.” Sosyal Problemlere Peygamber Efendimiz’den çözümler arayan “Sosyal Problemlere Peygamber Yolu’ndan Çözümler” sempozyumu, dün Gaziantep’te başladı. Yeni Ümit ve Hira dergilerinin organize ettiği sempozyuma yurtiçi ve yurtdışından 1.200′e yakın seçkin davetli katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamber Efendimiz’i doğru anlayıp öğrenmenin önemine dikkat çekti. Bozdağ, bugün İslam dünyasının en önemli sorunlarından birinin ırkçılık olduğunu, ırkçılık sebebiyle birçok insanın öldüğünü ifade etti. İslam dünyasında mezhep çatışmalarına müsaade edilmemesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Geçmişte kötü hadiselere neden olan mezhep çatışmaları günümüzde ve geçmişte de sorun olma özelliğini koruyor.” uyarısında bulundu. Irkçılığı önlemede İslam alimlerine büyük görev düştüğünü hatırlatan Bekir Bozdağ, “İslam dünyasının dört bir yanında çeşitli saiklerle insanlar ırkçılık nedeniyle ölüyor ve öldürülüyorlarsa bunda Müslümanların büyük sorumluluğu var. Ancak en büyük sorumluluk İslam alimlerine düşüyor. Elinizdeki ışıkla karanlıkları aydınlatmalısınız. İslam alimleri daha çok gayret göstererek cehaletin İslam’ı gölgelemesine fırsat vermemeli, cahilliğin Kur’an ve sünnetmiş gibi yansıtılmasına müsaade etmemeli.” dedi. Yeni Ümit Dergisi Yayın Yönetmeni Ergun Çapan, Hira Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Savaş ve Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, misafirlere ‘hoş geldiniz’ derken sempozyumu STV Haber programından tanıdığımız Kemal Gülen sundu. Programa yurtdışından katılan ülkelerin adları tek tek okunurken, Gaziantep gelen misafirlerin karşılanması-konaklaması için seferber oldu.

Türk insanı, sahabenin 7. asırda yaptıklarını bu asırda yapıyor

Hindistan Yeni Delhi İslam Merkezi Başkanı Mevlana Vahudiddin Han, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada hem ağladı hem de ağlattı. 87 yaşında Hindistan’dan programa katılan Vahudiddin Han, “Türk insanı, sahabenin 7. asırda yaptıklarını bu asırda yapıyor. Bu ülkenin insanından çok ümitvarım. Yapılan hizmetleri gördüm ve çok mutlu oldum. Ben yaşlı bir adamım, bilmiyorum ne zaman öleceğim. Ancak ümitle öleceğim. Çünkü bu ülkedeki kardeşlerim, benim ve Gülen’in arzu ettiği misyonu tamamlayacak.” diye konuştu. Türkiye’de gezdiği kurumlarda derinlik ve İslam kültürü gördüğünü söyleyen Han, bu durumun ümidini daha da yeşerttiğini aktardı. Türkiye’ye gelişini bir keşif yolculuğuna çıkmaya benzeten Han, “Bu gezide Fethullah Gülen’i tanıdım. 21. yüzyılda bu dönüşümü yapacak olan sizlersiniz. Kardeşim Gülen, modern çağın şartlarını fark etti. Hepsi kahramanca mücadele eden bir kadro yetiştirdi.” diye konuştu. Mevlana Vahudiddin Han, konuşmasında, Türkiye’nin İslam dünyası için taşıdığı anlama değinerek Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında köprü olduğunu vurguladı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde Hz. Muhammed’in (sas) örnek olarak gösterildiğine işaret etti. Görmez, “Asıl problem, sünnetin varlığını kabul etmede değil. Resul-i Ekrem’in örnek ve rehberliğini çağımıza taşımadadır. Asıl sorun burada işte. Sosyal problemlerde çözüm üretebilmemiz için en önemli husus, neden Peygamber’imizin örnekliğini bugüne taşıyamıyoruz? Asıl bunun üzerinde durmamız gerekiyor.” dedi. Sünnetin ebediyete kadar Müslümanların yolunu aydınlatacak bir kaynak olduğuna dikkat çeken Görmez, İslam dünyasının alim yetiştirme düzeneklerini gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Görmez, şunları söyledi: “Müslümanlığımız en büyük cahiliye âdeti olarak kabul edilen ırkçılığı ortadan kaldırmıyorsa, eğer sünnet anlayışımız mezhepçiliği, fırkacılığı ortadan kaldırmıyorsa, Peygamber yolu anlayışımız İslam dünyasında zulmü ve zalimliği, diktatörlüğü ortadan kaldırmıyorsa, eğer ilim ve medeniyet coğrafyası olan İslam dünyası zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşüyorsa, eğer savaş, katliam, işgal, ölüm, fakirlik, açlık, kıtlık, mahrumiyet, terör, cehalet, cahillik, bütün bunlar ortadan kalkmıyorsa demek ki yeniden Peygamber yolu üzerinde, sünnet üzerinde düşünmek gibi bir mecburiyetimiz var.”

Çözüm üretebilmek için Allah Resulü’ne tabi olmalıyız

verdi. Kur’an ve sünnetin birbirinden ayrılmayan iki temel kaynak olduğunu dile getiren Cuma, sosyal sorunlara Peygamber Efendimiz’in yolundan çözümler üretmenin temel şartının Allah Resulü’ne tabi olmaktan geçtiğini söyledi. Cuma, “Sorunlarımızı çözmek için Efendimiz’in sünnetine başvurmamız ve kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. Efendimiz’in gölgesinde bir çözüm yolu bulabilmemiz, güçlü bir eğitim sistemi ile mümkün olabilir.” diye konuştu.

Gülen: Hayatı kucaklayacak bir dirilişe ihtiyaç var

Fethullah Gülen Hocaefendi, sempozyuma yazılı bir mesaj gönderdi. İslamiyet’in, kendine has üslubu, metotları ve beşeri problemlere teklifleri açısından tam bir mükemmellik örneği olduğunu belirten Gülen, “İslam toplumunun yeniden bir ‘ba’sü bad’el-mevt’e melekat-ı akliye, ruhiye ve fikriyesinde ciddi bir ıslaha, daha canlı bir tabirle bir dirilişe ihtiyaç vardır.” dedi. Programa katılamamaktan dolayı büyük hasret ve hicranla dolu olduğunu kaydeden Fethullah Gülen, sempozyumun insanlığın birçok problemine alternatif çözümler sunacağına inandığını vurguladı. Gülen’in sempozyuma gönderdiği mesaj şöyle: “Rehber-i Ekmel (sallallahu aleyhi ve sellem) dünü, bugünü ve yarını itibarıyla insanlığı yeniden inşa etmiştir, ediyor ve edecektir. Kendi devrinde tabiatlara sinmiş binlerce senelik çarpık anlayışları gayri insani davranışları suiahlak ve mizaç inhiraflarını bir hamlede, bir nefhada değiştirdiği gibi tamamen şirazeden çıkmış günümüzün yığınlarına da sözünü dinleterek er-geç onları da zapturapt altına almak mesajının güzünü göstereceğine inancımız tamdır. Hâtemü’l-Enbiya’nın ebedî mucizesi ve insanlığın problemlerinin en önemli çözüm mercii olan Kur’an, rüşdünü idrak etmiş, insanlığa son mesaj ve son çağrıdır. Evet İslam toplumunun yeniden bir ‘ba’sü bad’el-mevt’e melekat-ı akliye, ruhiye ve fikriyesinde ciddi bir ıslaha, daha canlı bir tabirle bir dirilişe ihtiyaç vardır. Evet dinin orijinini koruma ciddiyet ve gayreti içinde nassların esnekliğini vaat ettiği genişlik ve evrensellikte her zaman ve her mekânda her sınıf insanın ihtiyacını karşılayacak ve bütün hayatı kucaklayacak olan bir dirilişe ihtiyaç vardır…”

 

Peygamber Yolu Sempozyumu

Add comment


Security code


Refresh

back to top

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu