Hoşgörü ve diyalogda ısrar

Müslüman bir âlim sosyoloğun fevkalâde tespitiyle, büyük insanlar vardır, iyi birer teorisyendir, fakat uygulamada yaya kalırlar. Bazıları vardır, hareket adamıdırlar; fakat yeterli bilgi, basiret ve ferasetten yoksundurlar.

Bazıları sadece iyi birer devlet adamı, daha başkaları da güçlü birer strateji ve manevra ustası olmaktan öte geçemezler.

Çokları, hayatın belli bir sahasında önder olabilir; ama diğer sahalarda behreleri yoktur. Kimi yazardır, şairdir, sanatkârdır, ilim adamıdır, hatiptir, filozoftur; fakat dönüştürücü ve değiştirici bir aksiyon insanı olamamıştır. Kimi iktisatta veya siyasette önderdir, kimi de askerlikte; fakat iş din, ahlâk ve terbiyeye gelince susmak zorunda kalırlar. Enerjilerini sadece ahlâk ve maneviyata sarf eden çokları da, iktisat, içtimaiyat ve siyaset sahalarında pek kısırdırlar. Kısaca, yaşlı dünyamız çok büyük insanlar görmüştür; ama eserleri belli bir saha ile sınırlı kalmış ve yeterli tesir icra etmemiştir. Bunlara karşılık, bazıları da vardır ki, komple insandırlar; aynı anda ilim adamı, aynı anda manâ ehli ve yine aynı anda ilim ve manâ temeline oturan ve basiretle birleşmiş aksiyon kahramanıdırlar. Bunlar, tarihin en önemli kavşaklarında gelir ve toplumlara rehberlik yaparlar.

Kim ne derse desin ve nasıl değerlendirirse değerlendirsin Fethullah Gülen Hocaefendi, hizmet ve icraatlarının ortaya koyduğu ve gelecekte tarihin de değerlendireceği üzere, bu ikinci tür insanlardan biridir. Bugün çoklarınca, bazıları itibarıyla şüphesiz samimî duygularla, bazıları itibarıyla, genelde bütün Müslümanlara hattâ insanlığa, özelde Türkiye’ye getireceği faydalar ve açtığı, açacağı koridorlar sebebiyle, her ne kadar kendileri her gün bazı işlerine şeytandan Allah’a sığınarak başlasalar da, Allah’ı onlardan daha iyi tanıyan şeytanın gününe muhtemelen iftiralarından Allah’a sığınarak başladığı bazıları da idraksizlik, kin, haset ve garaz dolayısıyla karşı da çıksa, Hocaefendi’nin Türkiye çapında başlatıp dünya geneline yaymaya çalıştığı sadece hoşgörü ve diyalog hareketi bile, onun bu ikinci tür insanlardan olduğunu ispat etmeye yeter.

Toplumlar ve insanlık çapında ortak iradeyi temsil eden büyük çoğunluğun yönelişlerini durdurmak mümkün değildir. Çünkü Kader, çoğunluğun iradî yönelişlerine ve dolayısıyla istihkakına göre hükmeder. Kim nasıl değerlendirirse değerlendirsin, Abdülhamid Han’ın Selânik’ten gelen Hareket Ordusu’na karşı koymamasının altında yatan sebep de, onun artık hadiselerin yöneldiği mecburî istikameti görmüş olmasıdır. İşte Fethullah Gülen Hocaefendi, bundan 10-11 yıl önce Türkiye’nin, İslâm’ın ve insanlığın geleceği adına tarihin girdiği yeni kavşağı ve bu kavşağı dönebilmenin vasıtasının hoşgörü ve diyalog olduğunu görmüştür. Türkiye’nin acı acı yaşadığı ve ülkeyi kamplara bölen, krizden krize sürükleyen, toplum kesimlerini birbirine düşman hale getiren 28 Şubat süreci gibi, bugün bir defa daha girdiğimiz ve düşmanlıklar, parçalanma unsurları temelinde toplumu derinden sarsacak yeni süreç de, herkesi kendi konumunda kabûl ve bu kabûl etrafında bir arada yaşayabilme demek olan hoşgörü ve diyaloğun ülkemizin bugünü ve yarını adına ne kadar önemli olduğunu görmeye kâfidir. Allah’ın toplumlarla ilgili icraatını, tarihe yön veren dinamikleri, Kader’in fetvasının nerede yattığını, Kader ve insan iradesi münasebetini kavrayamayan, yani İslâm’ı bilmeyen ve dolayısıyla bir-bir buçuk asırdır girdikleri yollarda sürekli fiyasko yaşayan ve maalesef İslâm dünyasında sayıca çoğunluğu teşkil eden Müslümanlar hâlâ birtakım manâsız ve faydasız retorikler bataklığında çırpınıp dursa da, hoşgörü ve diyalog, Türk toplumu gibi, tarihinin en zayıf dönemini yaşayan dünya Müslümanları için de bugünü ve gelecekleri adına en önemli bir koridordur.

Türkiye’nin ve İslâm’ın hayrını istemeyen bazı güç merkezleri de bunu görüp, bütün oklarını hoşgörü ve diyalog çağrı ve faaliyetleri üzerine fırlatsa ve bazı körler onlarla birlikte hareket etse de, hoşgörü ve diyalog ısrarla devam ettirilmelidir.




Kaynak: Ali Ünal, Zaman Gazetesi, 18.04.2005

 

 

Add comment


Security code


Refresh

back to top

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu