Hocaefendinin Filistin ve Ümmet-i Muhammed’in mazlumiyeti için sarf ettiği beyanları varmıdır ?

Soru : Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Filistin veya Ümmet-i Muhammed’in mazlumiyeti  için sarf ettiği beyanları varmıdır ?
Hayatlarını İslam ve Kur’ana endekslemiş her Hak Dostu gibi , muhterem Hocaefendide Ümmet-i Muhammedin mağduriyeti , mahkumiyeti ve mazlumiyeti ile ilgili ızdırab ve üzüntüsünü seccadesi dışında zaman zaman sohbetlerde de dile getirmiş, getirmekle yetinmemiş çözüm önerilerinide sunmuştur.

Konu ile alakalı 3-4 Sohbetinden bazı alıntılar :

Şekerle beraber bir de kalp hastalığı olunca ve bunlara bazı diğer rahatsızlıklarım da eklenince gerçekten çok hırpalanıyor, cesedimi, ruhumun sırtında bir yük gibi taşımak zorunda kalıyorum. Ama her şeye rağmen Allah'a sonsuz şükrediyorum. Dünyanın dört bir yanındaki insanların, mesela Filistinlilerin çektiği ızdırapları düşününce kendi dertlerimi unutuyorum. Tanklar, bombalar altında ezilen mazlumların iniltileri bazen kendi kalp atışlarımı duymama mani oluyor. (1)

Şu anda dahi, ayyuka yükselen zulümleriyle bu gaddar dünya, bir kere daha gerçek kimliğini ortaya koydu ama, keşke bize de bir şeyler anlatabilseydi! Saraybosna kan revan.. Karabağ, Azerbaycan feryat u figân.. Keşmir alev alev.. Somali istismar ağında inim inim.. Sudan baskı altında.. Filistin kaynayan bir kazan.. Ve bu koskoca âlemde çektiren dinsiz ve hıristiyan, çeken de Müslüman.. ne acı ki, bu bile bir şey anlatmıyor bize...(2)

İçimizde millet fertlerinin birbirlerine karşı davranışları böyle olduğu gibi, dünkü târihî berâberliğimizin bedelini ödeyen vesâyemizde bulunmanın âh u efgânını yaşayan mazlum ve mağdur milletlere karşı da aynı olmuştur: Saraybosna’dan Somali’ye, Karabağ’dan Filistin’e, çok geniş bir dâirede, soydaşlarımızın cesetleri kan seylapları önünde sürüklenirken.. ırz çiğnenip nâmus pâyimâl olurken.. Güneydoğu’da eşkiyâ haysiyetimize tükürüp gezerken.. Kıbrıs’ta ezelî hasımlarımız tarafından iki ayağımız bir ‘kab’a sıkıştırılırken, biz, behîmî hislerimizi yaşamış, keyfimize bakmış, deliler gibi çalıp-çığırıp oynamış ve bir hıristiyan gecesinde televizyon kanallarıyla evlerimizin içine levsiyat akıtmadan utanmamışızdır. (3)

 


Şimdilerin zulmü, gadri, tecavüzü, tasallutu ise, perdesiz, hâilsiz, mümâşâtsız, açıktan açığa ve mazlumun, mağdurun gözünün içine bakıla bakıla icrâ ediliyor. Buna ister hakkın kuvvete yenik düşmesi, isterse kuvvetin çılgınlığı, hak ve hikmet bilmezliği densin, netice değişmez.. geçmişte beş-altı asırda işlenmiş bütün cinayetlerin, yıkılan hânumânların, harâb olan umranların, bilmem kaç katının, şu beş-altı seneye sıkıştırıldığını ürpererek müşâhede etmedik mi? Saray-Bosna'dan Cezayir'e, Habeşistan'dan Suriye'ye, Filistin'den Asya Stepleri'ne kadar çok geniş bir dairede, yıllardan beri görüp duyduğumuz vahşet değil de ya nedir.? Ve, daha kim bilir ne kadar yerde duyulmayan ne kadar zâlim "Hay Hu"yu ve mazlum çığlıkları inleyip duruyor..?

Yeryüzünün gerçek mirasçıları dünya muvâzenesindeki yerlerini alacakları güne kadar bu fırtınaların dineceğini ve bu âh u efgânın kesileceğini beklemek beyhûde olsa gerek. Evet, belki zaman zaman bu vahşetlere sebebiyet veren sâikler, piyonlar değişebilir ama kat'iyyen anarşi dinmez ve terör bütünüyle bertaraf edilemez; çünkü bunların arkasında dünyayı idare eden güçler var. Dün Yunanla, Bulgarla, Ermeniyle, Slavla her yerde kargaşa çıkarıp başımıza gâile açanlar, şimdi de Sırplıyla, PKK ile, Ermeniyle, Nusayriyle, Râfıziyle aynı şeyi yapıyorlar.. ve vazgeçeceğe de benzemiyorlar. (4)

_____________________________________________
(1) Hüseyin Gülerce, Zaman, 16.05.2002
(2) M.Fethullah Gülen , Sızıntı, Ocak 1994, Cilt 15, Sayı 180
(3) M.Fethullah Gülen ,Sızıntı, Şubat 1993, Cilt 15, Sayı 169
(4) M.Fethullah Gülen ,Sızıntı, Ekim 1992, Cilt 14, Sayı 165


Add comment


Security code


Refresh

back to top

ARAMA

ARŞİV İÇERİK TAKVİMİ

« November 2024 »
Mon Tue Wed Thu Fri Sat Sun
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30  

Herkül Nağme

Herkül Nağme..Ezcümle, M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bütün eserlerinin, sohbetlerinin, şiirlerinin hep bu nağmeyi terennüm ettiğini söylemek pekâla mümkündür...

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu