Yarınki dünyaya doğru

Son birkaç asırdır İslâm dünyası, bir kısım yanlışlar fâsit dairesi içinde dönüp durmakta ve bir türlü kendi özüne, kendi ruhuna yönelememekte. Şayet iki adım doğru yürüse, hemen arkadan birkaç adım geriye gitmekte veya değişik inhiraflar yaşamakta. Hatta çok defa, hataların sevapları aştığı, zararlı şeylerin yararlıları da alıp götürdüğü bu meş'um yürüyüş veya uğursuz inhiraf, toplumun kendi içinde kendini arama, kendini bulma gayretlerine de olumsuz tesirlerde bulunmakta ve yapılan güzel işleri de, yapanları da derinden derine sarsmaktadır. Bu da, bu koskoca âlemde her şeyin şirâzeden çıktığını, devlet ve milletler çarkının kendi aleyhinde işlediğini göstermektedir.

Bu itibarla biz, topyekün İslâm dünyasının, îman anlayışı, İslâm telakkîsi, ihsan şuuru, aşk u şevki, aklı, mantığı, düşünce tarzı, kendini anlatma üslûbu ve ona bu hususları kazandıracak müesseseleriyle ele alınmasının ve her kesimiyle yenilenmeye tevcih edilmesinin zarûretine inanıyoruz.

Bizim mânevî hayatımızın temeli, dinî düşünce ve dinî tasavvurlara dayanır. Bugüne kadar varlığımızı onlarla sürdürdüğümüz gibi, hamlelerimizi de onlara dayanarak gerçekleştirmişizdir. Onlardan tecrit edildiğimiz zaman kendimizi bin sene gerilerde buluruz. Gayesi, insanı ve kâinatı mânâlandımıa, insanî ruha ve öze açık olma, dünyaları aşan arzulan gerçekleştirme, vicdandaki ebed duygusunu cevaplama.. gibi hususlardan ibaret olan din, sadece ibadetlerden ibaret değildir; o, ferdî, içtimâî bütün hayatı kucaklar.. aklî, ruhî, kalbî her şeyimize karışır.. ve niyetlerimize göre her davranışımıza boyasını çalar ve her şeyi kendi rengiyle boyar.

Read more...
Subscribe to this RSS feed

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu