Alimleri tenkit kime düşer

Âlime dil uzatma hastalığı eskilere dayanıyor. Âlemi İlahî Nur’la aydınlatan onlarca zat, tenkit, hakaret ve işkenceye layık görüldü. Bugün de ilim ehline hakaret etmekte mahsur görmeyenler var.

Onlara cevabı yine âlimler versin dilerseniz.

Şah-ı Nakşibend Hazretleri’ne biat etmekte zorlanan birisi ondan keramet istemiş. Nakşibendi Hazretleri, ayağa kalkıp yürümüş. Onun bu davranışında onlarca hikmet var. Lakin biz hakikatin ispata ihtiyacı olmadığı manasını çıkardık. Şu sıralar sıkça karşılaştığımız bir durum aslında bu. Âlimlerden ilmini ispat bekleyenler var. “Âlim dediğin...” diye başlayan cümleler uçuşuyor havada. Bazıları ise haddi aşıp kimi ilim ehli kişilere isnaden, “O âlim mi?” diye sorabiliyor. Eskilerin deyimiyle  ‘hoşaf kepçesi kadar’ bilgisi olan, âlimin vasıflarını sayıp (!) kendince hüküm veriyor. Biz de Nakşibendi Hazretleri’nin düsturuyla hakikati ispata kalkışmanın yersiz olduğuna eminiz. Bu sebeple tasavvuf ve ilim ehli kişilere dil uzatmak haberimizin konusu...

Read more...
Subscribe to this RSS feed

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu