Lügatımızda darılma-kırılma olmamalı…!
- Written by Dr.Emin Şimşek
- font size decrease font size increase font size
- Add new comment
Soru : Zaman zaman İslami hizmetlerde aktif çalışan , ancak değişik sebeblerle bu görevi bırakan kardeşlerimizde kırgınlıklar ve gönül koymalar görülebiliniyor. Bunlara maruz kalmış kardeşlerimize ne tavsiye dersiniz ?
Büyüğümüzün (M.Fethullah Gülen Hocaefendi) dediği gibi ;"Dostların vefasızlığı , düşmanların gadri " arasında kalan bazı muhabbet fedaisi kardeşlerimiz, hizmette ulaşması gereken olgunluğa ulaşamamış insanların şahsi ve fevri yanlışları , usul-metod bilmezliği yüzünden kırgınlıklara , soğumalara ve geçici de olsa kopmalara girebiliyorlar.
Şahsen , tüm bunları "günahlarımıza keffaret" noktasında bir fırsat olarak telakki etmeli ve bu çerçevede hareket etmeyi Sahabe timsali olmanın gereği olarak görmeliyiz. İhtimal , geçmişte İslami hizmetlerde yaptığımız vazife esnasındaki birtakım kusur ve eksiklerim ahirette yüzüme vurulmasını istemeyen Allah(C.C.) , yine hizmette kusur ve eksikliklerinden dolayı benim kırılmamı murad ediyor , ve inşallah sabretmem karşısında ahrette yüzüme vurulacak kusurlarımakeffaret kabul ediyor şeklinde telakki etmeliyiz. Bu Hizmete girdiğimizde veya vazife aldığımızda , birbimizle imtihan olmayacağımızı tahattüt eden oldu mu , şeklinde düşünmeliyz.
Burda bize düşen , bizim kırılmamıza sebeb olan ve yüzde yüz suçlu olduğunu bildiğimiz kişilere karşı , hakikat adına seviyeli uslub ile konuyu anlatmak olmalı veya o kardeşimize söylediğinde daha etkili olacağına inandığımız bir büyüğümüze konuyu söyletmeliyiz.Bunlara rağmen sıkıntı devam ediyorsa , belki o işin düzelme mevsimi gelmemiş , belki ileride bu işi daha köklü bir şekilde çözüme kavuşacağı mülahazası ile kesinlikle hadisenin büyüyerek bir fitneye sebeb olmamalı, hakkımızda hüsnü zan edenleri yalancı çıkarmama adına fedarkarlığı üstlenmeliyiz. Yoksa hataya hata ile mukabele etmek , insi ve cinni şeytanlar dışında Rahmet-i Semada kimseyi memnun etmeyeceği kesindir.
Burda şunuda dile getirmeden geçemiyeceğim , kendi raiyetindeki kardeşlerini isteyerek veya istemiyerek ezen , o kişilerin kendi şahsında hizmetten soğumasına veya kısmen ayrılmasına sebeb olanların , ileride amellerinin aksiyle tokat yediklerine , ileride benzer sorunlar ile karşılaştıklarına aynelyakin şahit olmaktayız. Bu zaviyeden , geçmişte bu denli bir yanlışa o veya bu sebeten dolayı girmiş kardeşlerimizin ,vakit henüz geç değilken helallik dilemeleri Ebubekir(R.A.) ve Ömer(R.A.) vari bir tavır olacağı kesindir.
Rabbim -inşallah- bizleri birilerinin alkışları veya iltifatvari sözleri için değil , sadece ve sadece Rızası istikametinde yaşatsın , o uğurdu huzuruna alsın. Sözümü yine büyüğümüzün şu veciz duası ile tamamlıyalım :
” Allahım bizleri halkın gözünde büyük , kendi gözünde küçük eyleme…!”