"İstikrar ve Huzur" ortamında Cumhurbaşkanlığı seçimi...
- Written by Zülfikar
- font size decrease font size increase font size
- Add new comment
Ülkeleri Dünya muvazenesinde güçlü ve yön veren statüye çıkaran en önemli etken şüphesiz istikrar ve huzur ortamıdır. İstikrar ve Huzur’u temin etmemiş hiçbir ülke , maddi ve manevi inkişafı yakalayamadığı gibi , var olanıda kaybetme trendine girmiştir…
Bediüzzaman Hazretlerinin de belirttiği üzere , ahirzamanda İslam’ın geniş kitlelerce tanınması ve sevdirilmesi için maddi ve manevi saltanatın nedenli gerekliliği tartışılmaz bir mevzu iken , 4 yıldır yakalanan siyasi ve ekonomik istikrarı yurtdışı kredilendirme kuruluşlarının bile tasdik ettiği, Türkiye’nin Dünya’da yıldızı parlayan ikinci bir Özal dönemini yaşadığı şu süreçte , Cumhurbaşkanını seçerken “istikrar ve huzur” u elbette her şeyin önünde tutmalı , bu konuda şahsi onur ve izzet yerine , ülke onur ve izzetini düşünmeli ,ülkemizin güçlenmesini istemeyen dahili ve harici bedbahtları sevindirecek adımlar atılmamalıdır.
Bu çerçevede ; yasamada aktif bir pozisyonu olmayan “Cumhurbaşkanlığı” makamına , 4 yıldır büyük takdir toplayan ve başarısını tescil eden AKP İktidarını pasiflemiyecek bir Bakan/milletvekilinin gelmesinin daha geniş kitlelerce alkış alacağı kuşkusuzudur. Bu adımın birilerince “korkaklık , çekingenlik , cesaretsizlik” olarak algılansa bile , “ucuz kahramanlığın” getireceği istikrarsızlığın manevi vebalini kimsenin üstlenemiyeceğide muhakkaktır.
Unutmamak gerekir ki , tarihi yapanlar “fedakarlık” prensibi ile ülke ve millet onurunu şahsi izzet ve onurundan üstün tuttuklarında tarihi yazanlarca “ Kahraman” ilan edilmişlerdir.
Genç Adam Yönetimi
